HALK EDEBİYATI ÜRÜNLERİ

Kasaba`da Kullanılan Deyimler

 

Açık kapı bırakmak                          : Bir işin olabilmesi için ihtimal vermek.

Ayak üstü olmak                              : Gittiği yerde rahat oturmadan hemen kalkanlara denir.

Beli berk olmak                                : Güvenmek.

Beli buza dönmek                            : Umduğunu bulamamak.

Çik dönmek                                       : Devrilmek sırtı yere gelmek.

Elini eteğini çekmek                           : Bir işten tamamen çekilip, ilişiğini kesen kimseye denir.

Kulakları fanılamak                             : Kulak  çınlaması.

Mudara etmek                                     : Boyun bükmek anlamındadır.

Pat sat                                                 : Ara sıra çok seyrek olarak.

Peren peren dağılmak                         :Darma dağın olmak.

Pers olmak                                           : Aniden düşmek.

Ud altında kalmak                                : Birisine minnet borcu altında kalmak.

Üzerinden Erciyes kalkmak                 : Büyük bir kaygıdan sıkıntıdan kurtulmak.

Zabın düşmek                                      : Maddi durumu kötüye gidip, parasız kalmak.

 

Kullanılan Sözcükler

 

Aboo                                      : Şaşırmak.

Acıcık                                      : Biraz.

Adıyaman                                : Badem.

Ağız                                        : Hayvanlardan (ineğin) ilk doğum yaptığı vakitlerde sağılan süt.

Ağnamak                                : Eşeklerin yere yatarak bilhassa küllü yerlerde ters takla atması.

Aha                                         : Bir şey göstermek.

Alaca                                      : Bağda bulunan dilmit üzümün ilk siyahlaşması.

Alemet                                    : Açık arazide yakılan büyük ateş.

Ame                                        : Babanın kız kardeşi.

Aside                                      : Unla pekmezin karıştırılıp su katılarak pişirilen tatlı.

Aşırma                                     : Kulplu küçük bakır kap.

Avsunlamak                            : Rahatsız olan kişiye okumak el sürmek.

Aylak                                       : Başı boş gezen.

Azık                                        : Dışarıda yemek için hazırlanan yiyecek.

Babal                                      : Vebal.

Baldırcan                                 : Patlıcan.

Bari                                         : Belki.

Başsaklamak                              : Bağ bozumu ve ceviz toplama sonrası toplanamayan yiyeceklerin gençler tarafından toplanması.

Bayra                                      : Taş kırılan en büyük çekiç.

Bazlama                                  : Saç üzerinde pişirilen yuvarlak ekmek.

Bıdılık                                    : Küçücük.

Bıldır                                      : Geçen sene.

Bışkı                                       : Küçük el testeresi.

Bilik                                        : Birkaç haftalık civciv. Urganın parçası.

Bişirik                                     : Taş duvarlardaki inşaatta kullanılan çamur harç.

Bişirikli                                   : Elinden iş gelen becerikli.

Buğelek                                  : Yazın büyük baş hayvanları ısırarak kaçmasına neden olan sinek.

Büzütmek                                : Üşüyen insanın kendini sıkması.

Canavar                                  : Kurt.

Cartın                                     : Büyük fare.

Cereme                                   : Eziyet.

Cıbır                                       : Parasız, pulsuz.

Cılbak                                     : Üzerinde giyecek olmayan, çıplak.

Cımcık                                                : Islak.

Cıncık                                     : Cam parçası.

Cıngar                                     : Olay.

Cıngı                                       : Yanan ateşten uçan parça.

Cınnaklamak                           : El tırnakları ile yüzü çizmek.

Cırcır                                        : Fermuar.

Cızlağan                                   : Isırgan.

Cici                                         : Güzel.

Cinnetmek                               : Karşı tarafı kızdırmak.

Culuk                                      : Hindi.

Çabıt                                       : Eski bez.

Çağ                                         : Eski evlerin iç köşelerine banyo yapmak için yapılan yer.

Çalkama                                   : Meyvelerin özünden yapılan içecek.

Çalma                                     : Kibrit.

Çar                    : Kadınların kullandığı örtü.

Çıkı                 : Bohça.

Çıkrık              : Toprak damların yuvaklarını çekmek için deliklerini takılıp kullanılan demir veya ağaçtan yapılan malzeme.

Çividi               : Lacivert.

Çörten              : Toprak damlı evlerin suyunun akması için yol tarafına konan saç boru.

Çömçe             : Kepçe.

Dadak             : Çocukların ağlamaması için verilen tatlı yiyecekler.

Dembesek       : Beceriksiz, akılsız.

Depik              : Tekme atmak.

Dımışkı            : Olması gerektiğinden daha iyi, şeffaf görünen.

Dibiyak           : Az önce.

Dimdurmak     : Küçük çocukların ilk kez iki ayağının üzerinde durması.

Dillik               : İyi günlerde yaşamak.

Dilliksiz           : Yaramaz, olay çıkaran.

Dişirici             : Dilenci.

Dölenmek        : Düzelmek.

Döyüs              : Kötü adam.

Dulda              : Rüzgardan, tipiden, güneşten korunan yer.

Dölek durmak : Yaramazlık yapmadan uslu durmak.

Duvak             : Toprak damlarda sert taştan yapılan iki başı delik silindir şeklindeki   uzun taş.

Düdüz             : İnsan boğazı.

Dürmek           : Katlamak.

Dümbek          : Darbuka.

Elekçi              : Yaramaz sevimli kız çocukları için söylenir.

Emmi               : Amca.

Enek                : Oyunun baş taşı veya bilyesi.

Emcik              : Çocukların kullandığı emzik.

Erincek            : Haylaz, tembel.

Esbab              : Giyecek.

Fışkı                : At, eşek, katır gübresi.

Firik                 : Sabunun çok küçülmüş hali.

Filteke             : Saç tokası.

Firez                : Biçilen ekinin tarlada kalan kısmı.

Fitlemek          : Kışkırtmak.

Fit olmak         : Ödeşmek.

Fitne ficil         : Çok kötü.

Foş                  : İçi boş.

Fukara             : Fakir.

Gadak             : Küçük çivi.

Galleli              : Çavdarla buğdayın karışmış unu.

Garamak          : Kötülemek.

Ganırmak        : Zorlamak.

Gavurga          : Buğdayla çedenenin sac üzerinde pişirilmesi.

Gebetleme       : Kayısı ve eriğin fazla olgunlaşması.

Gejgere            : İki kişinin kollarından tutarak yük taşıdığı ahşap taşıyıcı.

Geleni              : Tarla faresi.

Gımramak       : Yerinden kalkmak, hareket etmek.

Gırnak             : Urgan ipliğinden yapılan çok sağlan ince ip.

Gırcı                : Dolu.

Gıgı                 : Koyun keçi gübresi.

Gıy                  : Kadınlara hitap şekli.

Gıybet             : Dedikodu.

Gırmıçça          : Çamurdan yapılan su testisi.

Gişilik              : Her zaman giyilmeyen elbise.

Goyun             : Palto ve ceketin iç cebi.

Gonşu              : Yakın komşu.

Günülemek      : Kıskanmak.

Güccük            : Küçücük.

Hacet               : Alet edevat.

Hala                 : Annesin kız kardeşi, teyze.

Haşa                : Büyük çuval.

Havkırmak      : Üşüyen eli nefes ile ısıtmak.

Hayat              : Evin önündeki boşluk saha.

Hazın               : Kışlık yiyecek.

Hecirget          : Tandırın üstüne konan yassı demir.

Hedik              : Kaynatılan buğday.

Hele ki            : İyi ki.

Helik               : Taş duvarın arasına konan küçük taş parçaları.

Hebe                : Binek hayvanlarının üzerine atılan iki gözlü el dokuması torba.

Heye                : Evet.

Hezen              : Eski evlerin ortasına dik olarak konan diğer direkleri tutan kalın ağaç direk.

Hıllanmak        : Dolaşmak.

Hommu           : Çocukları korkutmak için söylenen hayali canavar.

Hommucu       : Korkulan, korkutucu.

Horanta           : Ev halkı.

Horata             : Şaka.

Icıcık               : Çok az.

Ilıngacak         : Evlerde çocukların rahat uyuması için tavandan urganla bağlanan salıncak.

Irgat                : Amele.

İtdirseği           : Gözde çıkan arpacık.

İlemi                : Öyle mi.

İlik                   : Düğme.

İliklemek         : Düğmelemek.

İncik                : Ayak bileğindeki şiş kısım.

İngi                  : Vücuttaki apse.

İrişkirik            : Et sucuğu.

İşlik                 : Yakasız gömlek.

İşmar               : El göz hareketi.

Kavlatmak       : Kabuğunu soymak.

Keleş               : İyi, güzel, yakışıklı.

Kepaze            : Rezil, yüzsüz.

Kerpiş              : İnek gübresine saman karıştırılarak bir kasnak içerisinde yapılan ve kurutulan yakacak.

Kertik              : Süt ölçmek için ağaç çubuk üzerindeki iz.

Köçek              : Düğünlerde oynayan erkek.

LAKAPLAR

  • Abhazlar
  • Abüloşlar
  • Akdudalar
  • Alaydurlar
  • Ali Paşalar
  • Ali Ustalar
  • Altındişler
  • Anam Aliler
  • Arazlar
  • Arıcılar
  • Asiye analar
  • Aşıklar
  • Ateşler
  • Aygelinler
  • Azizler
  • Batlıcancılar
  • Bekçi aliler
  • Bilikler
  • Bulduklar
  • Cabacılar
  • Çamancılar
  • Çıvdırlar
  • Çiloğlanlar
  • Çopurlular
  • Çöpçüler
  • Deli Fadimeler
  • Deli Osmanlar
  • Dığraklar
  • Dikdikler
  • Dudasallılar
  • Duran ustalar
  • Dükkancılar
  • Ekberler
  • Emetiler
  • Emirler
  • Fakılar
  • Firikler
  • Fotuklar
  • Güllüler
  • Hacımer çavuşlar
  • Hamdi onbaşı
  • Hamzalar
  • Hatıplar
  • Havsalar
  • Hayirler
  • Hayminiler
  • Hocalar
  • İngilizler
  • İngilliler
  • İresimler
  • İsmail Efendiler
  • Kabuğu kalınlar
  • Kara Aliler
  • Kara Şabanlar
  • Karadayılar
  • Karaniler
  • Karavlar
  • Kavallar
  • Kazanlar
  • Keklikçiler
  • Kessaliler
  • Kıllılar
  • Kırıklılar
  • Kırımoğulları
  • Kıvrıklar
  • Kırbıççiler
  • Koca Osmanlar
  • Kör Aliler
  • Köse Fadimesi
  • Köseler
  • Köşe şeytanlar
  • Köşkerler
  • Kulaklar
  • Külcüler
  • Male çavuşlar
  • Miğriler
  • Mozakbaşılar
  • Niyazlar
  • Onbaşılar
  • Pertavaliler
  • Pıskıllılar
  • Salim öğretmenler
  • Sallanbaçlar
  • Samurlar
  • Seyitler
  • Sofular
  • Sungurlar
  • Şevkatler
  • Şükrü Efendiler
  • Taflıoğullar
  • Tarla kuşular
  • Tereciler
  • Tilkiciler
  • Tombaklar
  • Topbucular
  • Yahyalılar
  • Yalaklar
  • Yavan Aliler
  • Yedi aylıklar
  • Yeşil ağlar
  • Yörükler



Site Sahibi : Fevzi Güllü